24 Haziran 2010

Zengin İle Fakir...

Dünya ne kadar hızlı ya da yavaş dönerse dönsün şu iki kuruşluk dünyada değişmeyen ve sabit kalan tek şey insanlık diye düşünüyorum. Çünkü hayatlarımızın bir kısmı yalan dolanla geçiyor bir kısmı hüzünlerin içinde mutlulukla ve bir kısmı da arayış keşfetme ve hissetme ile geçiyor. Ama insanlık o kadar da kolay değil. Sadece bize kolay geliyor ama başkalarının hayat yaşantılarını düşündüğümüz zaman hayatın ne denli zor ve çekilmez olduğunu anlıyoruz. Buna en basit örnek; zengin bir insanın birkaç günlüğüne de olsa fakir yoksul hayatı yaşamasıdır. Zengin insan kendi yaşam tarzına o kadar alışmıştır ki yoksulların ve fakirlerin yiyemediklerini artık olarak beslediği hayvanlara veriyor. Ama kendisi bir gün fakir hayatı yaşadığı zaman düşünür ve der ki ; bu fakirlik ne zor bir şeymiş Allah`ım Bu yemekleri nasıl yiyorlar nasıl yaşıyorlar bu kuytu nemli ve harabe yerde….
Fakir insanı göz önüne alalım bu seferde;
Birkaç günlüğüne zengin hayatı yaşasın. Fakir insan ilk başta bocalar ve ne yapacağını şaşırır ve etrafına saldırır. Ne görürse almak ister. Çünkü ömür hayatında giyemeyeceği satın alamayacağı şeyleri alma şansı doğmuştur. Ama bir akşam yalnız başına kaldığında düşüneceği ilk şey; ben ne yapıyorum böyle. Dışarıda o kadar yarı çıplak dolaşan insan var boğazından ne zamandır sıcak bir çorba geçmeyen insanlar var. Ama ben ise burada bol keseden dağıtıyorum. Ben ne kadar bencil insanım diye düşünür ve azap çeker. Ama zengin insan sadece kendisini umursar ve parasına para katmak için bin bir türlü bahaneler ile karşımıza çıkar ve bizi avutur….
İşte Zengin ile fakir arasında ki en temel fark;
Fakir – Vicdan Sahibidir. İnsanları düşünür.
Zengin – Parası boldur. Vicdanı sadece kendi parasını büyütmek için vardır.

Emre Haliloglu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder